İşte yine Kars'tayım. Yolda gelirken, kaçıncı gelişim diye düşündüm. İnanın sayısını bulmakta zorlandım. Ama bu zorlanma sadece Kars'a özgü değil. Türkiye genelinde bir dolu şehire giderken bunu yaşıyorum artık. İnanırmısınız özlüyorum.
Kars'ı mı diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet Kars'ı, buradaki insanları, sokaklarını, Kars Çayını, parklarını; herşeyi özlüyor insan. Bir müddet sonra bağımlılık yapıyor Anadolu insanda. Bunu farkettim. Farkettiğimden beride, belli aralıklarla, daha önceden gezdiğim ve gördüğüm köyleri, şehirleri tekrar tekrar görmeye gidiyorum. Bunun sonucunda da Türkiye'nin bir dolu şehrinde, çok sevdiğim dostlar edindim. Artık biliyorumki, çat kapı gittiğimde beni açık kucaklarla karşılayacak bir sürü dostum var.
Kars'a ilk gelişim, 5-6 sene önce Haziran ayı başlarındaydı. Tabii o zaman mevsimsel farklılıkları yaşamakda insanı çok etkiliyor. Parklarda çaylar içmiş, üşümüş evet yanlış duymadınız. Haziran ayında hemde çok üşümüş, yeni yeni açmaya başlayan leylakları doyasıya koklayıp seyretmiştik.
Bu 5-6 sene zarfında Kars'ta bir dolu gelişmeler gözlemledim. İlk önce; otel olarak tek-tük o da çok rahat ve sevimli olmayan otellerin yerine ( oteller yanlış oldu, aslında kalınabilecek tek bir otel vardı ) , Kars'ın meşhur Rus döneminde yapılmış taş evlerinin, restorasyonuyla turizme kazandırılmış , muhteşem bir butik otel KAR'S OTEL veeee bu senede 4 yıldızlı, Kars'ın en güzel yerinde, Kars Kalesi, Özgürlük ve Barış Anıtı ( başbakanın ucube diye adlandırdığı ) manzaralı BÜYÜK KALE isimli otel açıldı. Otelin ismi GRAND CASTLE olarak açıldı. Ama açılışta başbakan Türkçe isim olmasını uygun bulduğunu iletmiş. Onun üzerine ismi değişti.
Neyse, bu seneki Kars gezimiz, özel bir ziyaretide mecburi kıldı. Özgürlük ve Barış Anıtı ziyareti. Geçen senede Kars'a gezi düzenlemiştik. Ama anıtı uzaktan görmek bize yetmişti. Şimdi dibine kadar gidip poz poz resim çektirdik. Ne olu ne olmaz. Bir daha gelişimizde 33mt. lik anıtın yerinde yeller esiyor olabilir!
Gezilerimizi araştırmacı - yazar Ali Canip Olgunlu Bey'le birlikte yapıyoruz. Kendisi ile tanışmam, Böbrek Vakfı deyince akla ilk gelen isim Seval Abla ( Ermiş ) 'nın düzenlediği Edirne gezisinde oldu. Seval Abla vakıf yararına düzenlediği gezilerin en en en olması için çok çabalar. Anadolu gezilerine onun sayesinde başladım. Bende gezilerimde onu örnek alıyorum. Bu geziler sayesinde o kadar güzel dostluklar, arkadaşlıklar kurduk ki, şimdi kopamıyoruz. Fırsat buldukça değişik gezilerde buluşup hasret gideriyoruz dostlarla. Ali Canip Bey'in Türkiye genelinde kurduğu dostluklar ve sıcak ilişkiler sayesinde; gezi gruplarımızıda çok iyi oluşturarak, keyifli ve bilgilenmiş olarak dönüyoruz evlerimize.
Bu ufak ara bilgilendirmeden sonra, tekrar Kars maceramıza dönelim isterseniz. Kars hakkında ( haddim olmayarak ) kısaca bilgi vermek gerekirse, tabii bu arada öğrendiklerimi sizinle paylaşmak çok hoş.
Şehirlerin tarihçeleri ile ilgili bilgileri verirken Ali Canip Bey'in bilgi birikiminden yararlanıyorum. Haberiniz olsun. Her şeyi bilmem mümkün değil. Öğreniyorum ama hepsini aklımda tutamıyorum detay detay.
Kars bildiğiniz gibi, Doğu Anadolu Bölgemizin en yüksek şehirlerinden birisi. Platolar ve bölgenin en geniş ovası Kars ovası, ilin büyük bölümünü kaplamakta. Kafkas'lardan Anadolu'ya açılan en önemli kapılardan biri. Aynı zamanda tarihi ipek yolununda en önemli geçiş noktası diyebiliriz.
Şehrin adı, bir Türk boyu olan Karsak'tan geliyor. M.Ö. 130'dan filan bahsediyoruz. Bunun için Kars en eski Türkçe il adı unvanını kazanmış. Kars'la ilgili unutmamamız gereken şeylerden biride, 1855 yılında aldığı GAZİ unvanı. Ruslarla yapılan savaşı kazanılmasından sonra bu unvan verilmiş. Ali Canip, birde 1918'de Ermeni istilasına karşı, Kars halkının birleşerek kurdukları Cenub - i Garbi Kafkas Hükümeti'nin unutulmaması gerektiğini özellikle vurgular.
Şimdi bu kısacık bilgilendirmeden sonra, Kars'ı gezelim ne dersiniz ?
Kars'ta iklim çok sert tahmin ettiğiniz gibi. Ama 2 senedir burada doğru dürüst kar yağmamış desem inanırmısınız. 2 sene önce geldiğimde Çıldır Gölünde atlı kızaklarla gezmiş ve kutuplardaki gibi buz tutmuş gölün üzerinde kırılan küçük yerden tutulan, muhteşem SARI BALIK'ları afiyetle yemiştik. 2 senedir bu güzelliği yaşayamıyoruz. Çünkü göl buz tutmuyor. Sizin anlıyacağınız, Kars deyince gözümüzde canlandırdığımız o kar manzarası yok artık.
Uçaktan inip şehire adım attığımda zaten anladım. Kar filan yok, günlük güneşlik ama tabii ki soğuk. O kadar da olsun artık. Geldik ve otelimiz Büyük Kale'ye yerleştik. Bu sefer 1 gece Büyük Kale, 2 gece Kar's Otel'de kaldık. 2 otelde aynı caddede köşeleri tutmuş. Tam ortalarında da Kar's Store adlı; nasıl isimlendireceğimi bilemedim. Çünkü kapıdan içeri girdim. Bu güne kadar eksikliğini çok hissettiğim Kars'la ilgili hediyelikler, el işleri, Kars'lı yazarların kitaplarının satıldığı standlar. Biraz ilerliyoruz..... gürül gürül yanan bir soba etrafında sedirler, bitki çayları ve kahve servisi, tabii ki de çay. Kars'ta çay içmek ayrı bir keyif. Gerçekten tadı bir başka. Niyesini çözemedim. Ama suyundan olabilir diye düşünüyorum. Bir başka bölüm ortada bu sefer yine gürül gürül yanıyor. Kuzine. Evet evet yanlış duymadınız kuzine. İçinde patatesler közleniyor. Duvarlarda; siyah - beyaz eski Kars fotoğrafları, kütüphane içi kitap dolu. Her çeşit kitap mevcut. Satın alabiliyorsunuz. Bir başka odaya geçiyoruz, o da ne ? Kars'ın meşhur kaşarı, gravyeri, tulumu veee yanında şarap servisi. Muhteşem bir şarapevi. Kars bilirsiniz hem de bir üniversite şehri. Kafkas Üniversitesinin, eskiden askeriyenin karargah olarak kullandığı, Rus yapımı muazzam binaları şimdi üniversite. 2 otelin tam ortasında bu üniversiteye bağlı konservatuar var. Yani gençler çok Kars'ta. Çok yeni açılmış olmasına rağmen, Kar's Store her akşam gençlerle dolu.
Kars denince Kafkas Halk oyunları mutlaka aklınıza gelir. Bu sene çok hoş bir mekanda bu gösterileri izleme fırsatı yakaladık. BOLERO. Cenk ve arkadaşları bizlere unutulmaz saatler yaşattılar. Bir çok kez izleme imkanım olduğu için bu ekibin profesyonelliği beni çok etkiledi.
Gece hayatı işte böyle Kars'ta. İlk geldiğim yıllarda, böyle yerler yoktu. Şimdi epey fazlalaşmış.
Kars'ın cadde ve sokakları çok geniştir. Ruslardan kalma taş evler kente çok mistik bir hava veriyor. Ben çok seviyorum
Burda peynircilik çok gelişmiş. Çeşit çeşit çok lezzetli peynirleri var. O yüzden Kars sokakları peynircilerle dolu. Ben Zavotlar ve Ariş Ticaretten alışveriş yapıyorum. Balıda cok güzel, tavsiye ederim. Reklama girdi ama allahtan yasak yok.
Kars'a ilk geldiğimde 2 yaşındaymışım. Eniştemin görevi dolayısı ile teyzemler burada yaşadılar bir süre. Bende rahmetli annemle, onları ziyarete gelmişim. Seneler sonraki gelişimde teyzemlerin evini bulup, gördüm. Resimlerini çekip teyzemlere götürdüm. Çok duygulandılar. İşte Kars Çayı tam teyzemlerin evinin önünden akardı. Hayal meyal hatırlıyorum. Gülmeyin gerçekten. Çayın üstünde Taş Köprü, yanında Ebul Hasn El - Harakani Türbesi ( Ahmed Yesevi ve Mevlana'nında etkilendiği ) , Mazlumağa Hamamı, Kars Kalesi gez gez bitmiyor. İnanın çok keyif verici bir şehir Kars. Bu sefer Mazlumağa Hamamını gezerken, hamamın bekçisinin, Kars'ta bulunan Ruslardan kalma tarihi binaların tümünün taştan ( birebir aynısı ) maketini yaptığını öğrendim. Çok etkilendim çünkü hiç bir eğitimi yok bekçi Teslim'in.
Kars Arkeoloji Müzeside çok zengin bir müze. Bahçesinde Rusların Kazım Karabekir Paşa'ya hediye ettiği beyaz tren vagonu sergileniyor.
Kars'ın içinde gezilecek çok yer var gördüğünüz gibi. Birde şu ayrıntıyı söylemeden geçmiyeyim. Eski Rus evlerinde petch sistemi denilen bir yöntemle ısıtma yapılıyormuş. Duvarların arasından geçen bacalar, odaların ısınmasını sağlıyormuş. Yani o dönemde kalorifer.
Ay birde unutuyordum. Kars deyince, kaz geliyor aklımıza. Çok meşhur kaz burada. Kaz kışın yeniyormuş. Yani iyisi. Yoksa her mevsim mevcut çünkü kurutuluyor. İstediğiniz zaman yiyebiliyorsunuz. Ama bilenler kış diye israr ediyorlar.
Size şimdi Kars'ta kaldığımız süre boyunca , evimiz gibi hissettiğimiz otellerimizde bizlere evsahipliği yapan müdürlerimiz: Halit ve Hasan 'a.
Halit ve Hasan Kars'ın yetiştirdiği temiz, saygılı, çalışkan ve kıymet bilir gençlerden ikisi. Başta çok iyi dostlar. İki ayrı otelin müdürleri olmaları onların dostluklarını daha da pekiştirmiş. Onu gözlemledim. Deneyimli olan Halit, Hasan'a nasıl destek olabilirim diye paralanıyor. Bizleri uçağa kadar yolculadılar. Ne diyeyim yolları açık olsun.
Bu günlük bu kadar diyelim. Yarın Kars çevre gezilerimizi anlatıcam. Fotoğrafda eklemek istiyorum. İyi geceler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder