28 Nisan 2011 Perşembe

BATI KARADENİZ ( SAFRANBOLU )

Konağın  içinde  kocaman  bir  salon  ve  ortasında  kocaman  bir  havuz.  Akşam  yemekten  sonra  havuz kenarı  sohbetleri  veaynı  yerde  sabah  kahvaltıları  harika.  Bu  akşam  yemeğimizi  Arasta ( çarşı )'nın  yakınında,  yöresel  yemeklerin  bulunduğu  bir  restoranda  aldıktan  sonra,  Arasta'nın  içinde  canlı  müzik  yapılan  bir  yer  var.  Orada  yörenin  türküleriyle  çok  eğlenceli  bir  akşam  geçirdik.  Her  geldiğimizde  Havuzlu  Konak'ta  müzikli  gece  yapardık.  Bu  güzel  bir  değişiklik  oldu.  Sabah  kahvaltımızdan  sonra,  Kaymakamlar  Konağı,  Cinci  Han,  Saat  Kulesi  ve  Hıdırlık  Tepesi  gezilerinin  ardından  ver  elini  Bartın.  Genelde  Bartın  gezi  programımızda  olmazdı.  Ama  akadaşımız  Nilgün (Vidinli )  Bartın'lı.  Bize  o  kadar  güzel  bir  Bartın  programı  yapmışki  doyamadık  diyebilirim.  Şimdi  size  biraz  Bartın'ı  tanıtayım.  Ne  de  olsa  Nilgün'den  bilgilendik.
Bartın'ın  ilk  sahiplerinin,  M.Ö.  14yy. da  Gaskalar  ve  M.Ö.  13 yy. da  Hititler  olduğu  bilinmekte,  daha  sonra  Bolu  havalisine  yerleşen  Bitinyalılar  ve  Kastamonu  havalisinde  hüküm  süren  Paflagonyalıların  sınırları  içinde  yer  aldığı  görülüyor.  Daha  sonra  Frigler,  Kimmerler,  Lidyalılar  ve  Perslerin  hakimiyetine  girdi.  Sonra  da  Pontus  Krallığı  ve  Romalılar  hüküm  sürdü.  Bizanslılardan  sonra  11. yy.  sonlarında  Anadolu  Selçuklularının  eline  geçti.  Sonra  da  Candaroğulları  beyliği  ve  nihayetinde  1392'den  itibaren  Osmanlı  İmparatorluğu  sınırları  içinde  yer  aldı.
Bartın,  Zonguldak  iline  bağlıdır.  Komşuları,  Kastamonu,  Karabük  ve  Zonguldak'tır.
Yüzölçümü  2143  km  karedir.
Karadeniz  iklimi,  yani  ılıman  iklim  hakimdir.  Bartın'daki  ormanlık  alanlar,  bitki  ve  ağaç  türü  zenginlikleri  ile  yaban  hayvanları  yönünden,  Türkiye'nin  en  ilginç  ve  en  zengin  ormanlık  alanlarıdır.
Acayip  bilgiler  edinmişiz.  Sizlerle  paylaşmak  istedim.  Umarım  sıkılmadınız.
Şansımıza  Bartın'da  hava  çok  güzeldi.  Şimdi  müze  olarak  gezilebilen,  eskiden  kendi  aile  büyüklerinin  yaşadığı  geleneksel  Bartın  evini  gezdik.  Babasınında  kurucularından  olduğu  Bartın  Gazetesini  ziyaret  ettik.  Sokaklarda,  havanın  güzel  olmasını  da  fırsat  bilip  doya  doya  gezdik.  İyi ki  gelmişiz.  Ama  daha  yolumuz  çok.  Öğle  yemeği  için  Amasra'ya  yetişicez.  Haydi  bakalım  yollara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder