28 Nisan 2011 Perşembe

BATI KARADENİZ'E DEVAM

İlk  durağımız  Safranbolu.  Safranbolu,  coğrafi  bakımdan  engebeli  bir  bölge.  En  alçak  noktası  300mt,  en  yüksek  noktası  1750 mt'dir.  Yüzölçümü  1013 km  karedir,  ve  bunun  büyük  bölümü  ormandır.  Safranbolu,  Karabük  iline  bağlı,  komşularıda  Kastamonu  ve  Bartındır.  İklim  olarak,  hem  hem  kara,  hem de  karadeniz  iklim  özellikleri  gösterir.  Biz  iklim  olarak  neredeyse  en  güzel  zamanda  buradayız.  Bütün  ağaçlar  sarı,  turuncu  ve  kırmızının  tonlarıyla  bezeli.  Ayy çok  hoş.  Safranbolu  tarihte;  Anadolu'nun  kuzey batı  kesiminde,  Antik  devirde  tarihçi  Homeros'un  İlyada  destanında  Paplagonya  olarak  geçer.  Yörede  sırası  ile  Hititler,  Frigler,  dolaylı  yoldan  Lidyalılar,  Persler,  Helenistik  krallıklar ( Pondlar ),  Romalılar,  Selçuklular,  Çobanoğulları,  Candaroğulları  ve  Osmanlılar  egemenlik  kurmuşlardır.  1196  tarihinde  Selçuklu  Sultanı  II.  Kılıç  Arslan'ın  oğlu  Muhittin  Mesut  Şah  zamanında  Türk'lerin  eline  geçmiştir.  Safranbolu  geleneksel  Türk  toplum  yaşantısının  tüm  özelliklerini  yansıtan  ve  uzun  tarihi  geçmişinde,  yarattığı  kültürel  mirası  çevresel  dokusu  içinde  koruyan  örnek  bir  kentdir.  Sahip  olduğu  zengin  kültürel  miras  Safranbolu'yu  ' Dünya  Kenti '  ününe kavuşturmuş  ve  Unesco  tarafından  Dünya  Miras   listesine  alınmıştır.  Kente  adını  veren  safran  bitkisi,  kendi  ağırlığının  100 bin  katı  kadar  sıvıyı  sarıya  boyayabilme  özelliğine  sahiptir.  Gıda,  ilaç  ve  kozmetik  sanayiinde  kullanılmaktadır.  Bu  ilginç  bitkinin  ender  üretildiği  yerlerden  biridir  Safranbolu.
Safranbolu'ya  vardığımızda  akşamüstü  olmuştu.  Çok  kısa  panaromik  Safranbolu  turundan  sonra,  her  geldiğimizde  kalmayı  adet  edindiğimiz,  Havuzlu  Konağa  yerleştik.  Havuzlu  Konak,  Safranbolu'nun  simgesi  oldu  nerdeyse.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder