İlk durağımız Safranbolu. Safranbolu, coğrafi bakımdan engebeli bir bölge. En alçak noktası 300mt, en yüksek noktası 1750 mt'dir. Yüzölçümü 1013 km karedir, ve bunun büyük bölümü ormandır. Safranbolu, Karabük iline bağlı, komşularıda Kastamonu ve Bartındır. İklim olarak, hem hem kara, hem de karadeniz iklim özellikleri gösterir. Biz iklim olarak neredeyse en güzel zamanda buradayız. Bütün ağaçlar sarı, turuncu ve kırmızının tonlarıyla bezeli. Ayy çok hoş. Safranbolu tarihte; Anadolu'nun kuzey batı kesiminde, Antik devirde tarihçi Homeros'un İlyada destanında Paplagonya olarak geçer. Yörede sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik krallıklar ( Pondlar ), Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır. 1196 tarihinde Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan'ın oğlu Muhittin Mesut Şah zamanında Türk'lerin eline geçmiştir. Safranbolu geleneksel Türk toplum yaşantısının tüm özelliklerini yansıtan ve uzun tarihi geçmişinde, yarattığı kültürel mirası çevresel dokusu içinde koruyan örnek bir kentdir. Sahip olduğu zengin kültürel miras Safranbolu'yu ' Dünya Kenti ' ününe kavuşturmuş ve Unesco tarafından Dünya Miras listesine alınmıştır. Kente adını veren safran bitkisi, kendi ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilme özelliğine sahiptir. Gıda, ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılmaktadır. Bu ilginç bitkinin ender üretildiği yerlerden biridir Safranbolu.
Safranbolu'ya vardığımızda akşamüstü olmuştu. Çok kısa panaromik Safranbolu turundan sonra, her geldiğimizde kalmayı adet edindiğimiz, Havuzlu Konağa yerleştik. Havuzlu Konak, Safranbolu'nun simgesi oldu nerdeyse.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder