5 Mart 2015 Perşembe

          

             İşteeeeee yine buradayım.... Dün gece dediğim gibi nedenini bilmiyorum ama ne olduysa iyi ki olmuş, büyük bir şevkle yazılarımın başındayım... Ben yazı yazmayı seviyorum, tanıyanların şimdi hep bir ağızdan "konuşmayı daaa" diye bağırdığını duyar gibiyim... Tamam işte konuşmayı da, yazmayı da seviyorum. Yazmayı sevdiğimi bilmiyordum, sizlerde bilmiyordunuz sanırım. Eş dost ısrarıyla başlamıştım, yine eş dost ısrarıyla yeniden başlıyorum... Dünden beri notlarımı karıştırıyorum. En sonunda sizlerle paylaşmak için İtalya'nın bir bölgesini seçtim. İki oğlumla gerçekleştirdiğim bu gezi anılarımda unutulmazlar arasındaki yerini aldı şimdiden. 
             Rotamız direk İstanbul - Napoli . İki tane kapı gibi delikanlı olunca insanın yanında yolculuk ayrı bir keyif veriyormuş ne yalan söyleyeyim...
             Uçuşumuz biraz sallamakla birlikte çok güzel geçti. Gezi programını yaparken ilk önce Napoli'de kalalım, etrafında ki yerlere buradan gidip geliriz diye düşünmüştük. Ama yaptığımız araştırmalar ve dostlarımızdan aldığımız duyumlar sonunda Napoli'de hırsızlık olaylarının sıkça yaşandığı yönündeydi. Bu da bizi açıkcası huzursuz etti. Bunun üzerine; Sorrento'da kalmaya karar verdik. İyi ki de böyle yapmışız. Hem kaldığımız otelden, hem de Sorrento'dan çok keyif aldık. Napoli'ye inişimizde bizi Sorrento'ya götürecek şöförlü bir araba kiraladık. Hiç bir problem yaşamadan aracımızla buluşup, yarım saatlik bir yolculuk sonrası Sorrento'da ki otelimiz Grand Hotel La Pace 'a vardık. Otelimiz şehir merkezinde değil ama yürüyerek merkeze onbeş dakikada gidilebiliyor.
             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder