21 Eylül 2016 Çarşamba

   

         
              Erken sabah kahvaltımızın ardından rehberimiz Kıvanç'la , o çok merak ettiğim Rio sokaklarına kendimizi atıyoruz. İşte Rio buradayım...













              Lagoa semtindeki Rodrigo De Fretias gölünün kenarından geçerken tamam bu şehir çok güzel güzelde insan bir düşünüyor aslında bizim memleketimiz bir cennet. Ama o kadar çok güzelliği bir arada yaşamaya alışmışız ki bizler. Bir süre sonra insan o güzellikleri görmemeye daha doğrusu kanıksamaya başlıyor. Yurt dışında gözlemlediğim en önemli şey , ellerindeki tek bir güzelliği bile o kadar güzel pazarlıyorlar ki, insan hayran kalıyor.  










                                Neyse biz turumuza Rebouças tünelinden geçerek dünyaca ünlü İsa Heykeli'ni görmek için Cosme Velho semtindeki trene binerek 20 dk süren yolculuğumuzun ardından Corcovado Tepesine çıkıyoruz. Bu arada dünyanın yeni yedi harikasından biri seçilen İsa Heykelinin yanı sıra " Cidade Maravilhosa", muhteşem şehir Rio de Janeiro'nun nefes kesen manzaralarını başka bir açıdan görme şansı da buluyoruz. Ne desem bilmem ki, gerçekten yazdıklarımı okuyorum. Kelimeler sanki yetersizmiş gibi geliyor. İyi ki fotoğraflar var. Bir nebzede olsa yazdıklarıma anlam katıyor.








             Yine tren ile tepeden indikten sonra şehir turumuza dünyaca ünlü Maracana Stadyumu ile devam ediyoruz. 2014 Dünya Kupası finalinin oynandığı bu stad benim gibi bir futbol tutkunu için çok anlamlı.









              Vargas caddesi'nden geçerek şimdi de istikamet Rio Karnavalı'nın yapıldığı Sambodrom...











Bütün gün daha nereleri mi gördük? Gerçekten not almış olmam büyük rahatlık oldu bunları sizlerle paylaşmamda. Çünkü bir güne o kadar çok yer sığdırmışız ki, insan bir günde bir kaç gün yaşamış gibi oluyor. Metropolitan Katedrali,  Cinelandia Meydanı, Milli Kütüphane, Belediye Meclisi, Güzel Sanatlar Müzesi ve son olarak Belediye Tiyatrosu binası ile bugünkü turumuzu bitiriyoruz sanmayın sakın.









              Brezilya'nın ünlü mücevhercisi H. Stern mağazası harika atmosferi ile bizi bekliyormuş. Aman dedik kaçırmayalım. Taşların ham hali, hangi işlemler sonucunda bize ulaşıyor, hepsi çok güzel bir sunumla bizlerle paylaşıldı.









              Akşam yemeği için hazırlanıp , yemek sonrası da Brezilya'ya gelip samba gösterisi izlemeden olmaz tabii. Yoğun bir akşam programı için kısa da olsa dinlenebilmek için otelimize attık kendimizi desem yalan olmaz.









              Akşam yemeğimizi Estrela Do Sul adlı etleri ile ünlü restoranda alıyoruz. Etler gerçekten çok güzeldi. Biraz iyi pişmiş sevdiğim için çok tadını çıkaramadığım söylensede ben çok beğendim.  Restoranın iç dekorasyonu görülmeye değerdi. İnanılmaz bir koleksiyon var içerde. Herşeyin kolesiyonu diyebilirim. Restoranın lavabosu bile çok ilginçti. Detaylar ancak fotoğraflarla anlaşılır sanırım.












              Yemek sonrası Plataforma Samba Show gösterisine katıldık ve çok eğlendik. Samba sevdiğim danslardan biridir. Ben de zamanında samba dersi almıştım. Yerinde ve yaşam biçimi haline gelmiş dansçılardan izlemek hoş bir deneyim oldu. Döner dönmez tekrar başlama kararı almıştım ama öncelik sırasına hala gelemedi.












              Ben bu gezide not almaya vakit, hal bulamıyorum. Yarından sonra gündüz halim varken yazmaya karar verdim. Bu günlük Rio'dan bu kadar.....


























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder