26 Eylül 2016 Pazartesi




              Sabah kahvaltımızın ardından nereye mi? Botanik bahçesine gidiyoruz. Daha önce Batum gezisinde Botanik Parkı gezisi yapmış ve bambu ağaçlarına hayran kalmıştım. O yüzden büyük bir merakla yola çıktık.




 Üstü açık jeeplerle ilk önce göl kenarından geçerek uzakdoğu ve okyanusya kökenli tarçın, kafur ağacı, karabiber vs gibi değerli bitkilerin Brezilya ikliminde yetişip yetişmeyeceğine bakabilmek amacıyla 1808 yılında Portekiz Kralı 6. Dom Joao tarafından kurulan Botanik bahçesine varıyoruz.




Yine muhteşem bir doğa , tarçın, kafur ağaçları, mis gibi hava... Daha ne olsun . Bir saat yürüyüşümüz nasıl geçti anlamadık. Tekrar jeeplerimize binerek 32 km kare yüzölçümü ile dünyanın en büyük şehiriçi ormanı olan Tijuca Ormanı'na doğru yola çıkıyoruz. Ormanda önce Vista Chinesa taraçasında daha sonra  da küçük Taunay Şelalesi'nde  mola vererek daha sonra yine orman içerisinden Sao Conrado semtine iniyoruz.  Yine dolu dolu, doğa ile içiçe bir günü geride bırakıp otelimize dönüyoruz.






             Döner dönmez kendimizi Copacabana Plajına atıyoruz... Deniz, güneş, kum.. Hepsi fazlası ile var ve bize tadını çıkarmak kalıyor sadece.






             Akşam yemeğimizi deniz mahsulleri ile ünlü Marius Sea Food restoranda alıyoruz.








 Bu arada yemeklerde içtiğimiz şaraplar çok güzeldi. Yerel şarapları denemeyi tercih ettik genelde. Bu günü de böyle bitirdik şimdi yumuşacık yastıklarımız bizi bekler. Bu günlük de bu kadar. Yarın görüşmek üzere...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder